Zenginlik, fakirlik ve onur üzerine
Zenginlik, fakirlik ve onur üzerine
Iki yabanci o sirada cocuklarin oynamakta oldugu okul bahcesine dogru yaklasti. Iclerinden biri cebinden yarim duzine kagit para cikartip cocuklara dogru sallayarak kendi dilinde seslendi. Gorulen o ki, parayi cocuklara verecekti. Belki o gun ulkedeki son gunuydu ve cebinde kalan son paralari -az da olsa- cocuklara verecekti. Parayi goren cocuklar oyunlarini birakip yabancilara dogru kosmaya basladilar. O sirada yabanci elindeki paralari cocuklara dogru savurdu. Ilk gelen -iclerinden en buyuk olani- 4 tanesini bir anda kapiverdi. Digerleri kalan 2 paranin uzerine dogru atladilar. 1 tanesini 5-6 yaslarinda bir kiz cocugu aldi. O hengamede basini yere vurmus olacak ki, dudagi patlamis kaniyordu. Ama farkinda bile degildi henuz. Sonuncu para ise iki cocuk arasinda paylasildi. Para kapanin elinde kalmis, ortadan ikiye ayrilmisti. 3-4 yaslarinda bir kiz cocugu ablalarinin abilerinin arasinda ezilmis olacak ki, ustu basi toz toprak icinde iki eliyle basini tutmus agliyordu. Yabancilar bir birlerine bakip gulduler. Belki de bunu hergun yapiyorlardi. Ve bunlarin hepsi 350.000 TL (ucyuzellibin turk lirasi) icin oluyordu.