
Batum-Sarp sınırında tırların arasında karşılıyor beni muzip tavırlarıyla. Sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi koluma girip:
- Türk müsun?
- Evet Türküm.
- Ben de Gürcüyüm. 68 yaşınayım ama 18 yaşına gibi hissedeyrum. Ne yapayum biraz çocuk mizaçliyumdur.
- Eh, bir eksiğin 18 yaşında güzel bir hatun kalmış desene.
- Ula, ne güzel olurdi ama karı beni öldürur da. (Porno degileri göstererek) Bak bulardan bulamasun Türkiye’ye. İster misun?
...
Baba tarafı laz, anası Gürcü. Anası ismini Nuri koymuş ama daha sonradan bir komşu kadının zorlamasıyla Temur olarak değiştirmiş.
- Hani şu dünyanun anasunu ağlatan topal pez.....k var ya, işte ondandu da.
...
Öğretmenlik yapmış, turist rehberliği yapmış, gemilerde çalışmış, 8 sene de kaçakçılıktan yatmış. Şimdilerde Gürcü-Türk sınır kapısında dergi, gazete vb. şeyler satmakta çoğunluğu Türk tır şoförü olan müşterilerine.
- (Türkçe-Gürcüce konuşma kılavuzunu göstererek) Bundan lazumdu sana al bi tane.
...
- Bak koministlik zamanunda Türkler nato üyesi ya, Amerikan kapitalisti, biz sevmez iduk. Türklere aptal derduk. Hatta iki Rus aralarinda tartişurkene biri diğerine kızdi mi ‘Türk misun ne anlamayisun da’ der idi. (Bizde de zamanında bir kültür bakanı Ruslara görgüsüz demişti ama neyse.)
...
- Buralar hep Türk toprağı idu. Ama yenduk sizi savaşta. Bulgarlara da yardum ettuk.
( Ben anlamam. Benim aklıma Türk-Rus savaşı deyince Baltacı ile Katerina gelir sadece)
...
Kısa süren sohbetimiz beni evine davet etmesi ile son buluyor:
- Gel seni bizim evde misafir edeyim. Burdan 10 kilometre ötede bir köy var. Kime ‘Lenin Temur’ diye sorsan beni tanur. Hanım sana güzel yemek yapsun. Benim uşak da 5 sene Türkiye’de çalıştı. Sohbet edersinuz.
- Yok amca, zahmet vermeyeyim.
- Utanma da.
- Sağol, başka bir sefere inşallah. Vakit az.
- İyi bari. Sen bilursun. Bende eski paralardan var, alir misun?
- :)