
Kolombiya; uyusturucu mafyasiyla, gerillalariyla nam salmis bir Guney Amerika ulkesi. Son yillarda alinan polisiye onlemler sayesinde suc orani oldukca azalmis, ic bolgelere Amazonlarin derinliklerine dogru kaymis. Bassehri Bogota’nın ozellikle turistik merkezlerinde adim basi bir polise ya da askere rastlamak cok olagan. Bu durum her ne kadar halk tarafindan olumlu karsilansa da henuz turistlerin guvenini kazanamamis olacak ki diger Orta ve Guney Amerika ulkelerine gore turist sayisi oldukca az. Simdilik …
…
Yer Bogota’nin en islek yerlerinden ‘La Candelaria’, saat sabahin sekizi, insanlarin islerine kosusturduklari zaman. ATM’den para cektikten sonra her zamanki kahvalti yaptigim yere dogru yuruyordum ki, yolumu turist kiyafetli, orta yasli biri kesti. Elinde pasaportu ve bir takim evraklar vardi. Once Ispanyolca bir seyler soyledi. Ispanyolca cok iyi bilmedigimi soyleyince Ingilizce devam etti. Bir yere fax gondermesi gerekiyormus, sehre yeni gelmis nerden gonderebilecegini sordu. Bogota sokaklarinda telefon edebileceginiz, fax gonderebileceginiz yerler o kadar cok ki, hemen arkamizdaki yeri isaret ettim. Tesekkur edip nereli oldugumu sordu:
- Gurcistan (yalan)
- A,oyle mi kardesim bir sure orada calismisti.
Tekrar tesekkur edip, gosterdigim dukkana dogru yola koyuldu. Iki adim atmamistim ki, bu sefer de takim elbiseli bir Kolombiyali yolumu kesti. Anlasilan bugun kahvalti yapmak icin bayagi bir engeli asmam gerekecekti. O da Ispanyolcadan girdi, Ispanyolcamin cok iyi olmadigini soylememe ragmen Ispanyolca konusmaya devam etti. Polis oldugunu soyleyip cebinden kimligini cikarip gosterdi. Tam bu sirada biraz once yardim ettigim orta yasli adam geldi ve eger istersem Ispanyolcadan Ingilizceye tercume edip yardimci olabilecegini soyledi. Ne iyi insanlar var su dunyada, ben ona yardim etmistim, o da benim zor durumda oldugumu gorunce isini birakip bana yardima kostu.
Polis hangi otelde kaldigimi sordu:
- Patybus (kuyruklu yalan)
Eger bir sorunun olursa bana bu numaradan ulasabilirsin deyip, bir kagida telefon numarasi yazip bana uzatti. Ya ne iyi polisler var su dunyada. Her turiste tek tek kendi cep telefonunu verip yardim elini uzatiyorlar. Pasaportumu gostermemi istedi.
…
Hikayeyi burada kesmek zorundayim. Zira sonu nasil bitecek diye merak ediyor olsaydim ya kendimi sokagin ortasinda burnuna bir yumruk yemis vaziyette, pasaportu, paralari, fotograf makinasi calinmis bir vaziyette bulacaktim, ya da buna cesaret edemedikleri durumda ufak bir tirnak hareketiyle paralarimin bir kismindan olacaktim. Romanya’dan tecrubeliyim ne de olsa.
Kararli bir ifadeyle, onlarin gercek polis olmadigini, ama gercek polislerin 1-2 sokak arkada olduklarini, Eger bu oyunu oynamaya devam ederlerse gercek polisleri cagiracagimi soyleyip arkama bakmadan olay yerinden ayrildim. Bir kafede Kolombiya kahvemi icip, takip edilmedigimden iyice emin olduktan sonra gecikmeli de olsa kahvalti yaptigim yere hizli adimlarla vardim.
…
Aslinda bir an icimden bir yolunu bulup sunlari polise yakalatsam, sonra da polis, ben ve elleri kelepceli dolandiricilar bir hatira fotografi cektirsek ne guzel olur diye dusunmedim degil. Ama pardon, burasi Kolombiya. ucuz kahramanliklar ulkesi degil.