50 Cent

Turizmden cok da nasibini almamis ve gelir seviyesinin dusuk oldugu bazi ulkelerde cifte fiat sistemi vardir. Yerlisine farkli, turiste farkli fiyat. Bazen 4-5 katina kadar abarttiklari olur. Gecimini turizmden saglayan ya da meslekleri geregi turistlerle muhatap olan soforler, seyyar saticilar, otel sahipleri vb.kisiler icin normal bir durumdur bu. Calisarak, caba harcayarak para kazanmak yerine kolay yoldan zengin olmayi istediklerinden sizi olabildigince yolmaya calisirlar. Zaten gozlerinde istisnasiz cok parasi olan 'beyaz adam'sinizdir. Eger pazarlik kabiliyetiniz yoksa ve yeri geldiginde tartismaya hazir degilseniz butceniz hic beklemediginiz aciklar verebilir. Tabii gercekten dusundukleri gibi zengin, parasinin hesabini bilmeyen Avrupali turist tipi degilseniz.

Birkac haftalik tatillerde gulumseyerek, espiriler yaparak gecistirebileceginiz bu olay, 2-3 aylik tatilin sonlarina dogru bir birikime ve asabiyete sebep olabiliyor. Hergun oda icin, yemek icin, minibus icin ve hatta bir bardak su icin, anormal fiyatlardan olmasi gereken fiyata dusunceye kadar pazarlik etmek, benim gibi pazarlik sanatindan keyif alan birisi icin bile bir sure sonra sinir bozucu oluyor.

...

Yer Kambocya, Siem Reap. Birkac sene once yeryuzundeki en etkileyici tapinaklardan biri olan Angkor Wat'i ziyaretimde motorsiklet kiralayip kendim dolastigimdan sorun yasamamistim. Ama bu sene polisin buna musade etmedigini ve dolayisiyla tuk-tuk suruculerinin kucagina oturttugunu ogrendim. Yapacak birsey yoktu. Alan cok genis ve bir araca ihtiyac vardi. Yorgun ve hafif grip oldugumdan bisikleti goze alamadim dogrusu. Sehre geldigimde bir tuk-tuk surucusuyle hafif derecede problem yasadigim icin ertesi gune vakit ayirip iyi birisini secmeye karar verdim. Tek tek suruculerle konusup yuzlerinden, hal ve davranislarindan sorun cikaracak bir tip olup olmadiklarini anlamaya calistim. En sonunda 17-18 yaslarinda temiz yuzlu bir delikanliya rastladim. Dogru kisi olduguna karar verdigimden hemen pazarliga gectim. Sehir ile tapinaklar arasi yaklasik 15 km. Normal sartlar altinda gundogumundan gunbatimina 12 saat gezi ucreti 10 $. Pazarlik 20 $'dan basliyor tabii. Ben 3 gunluk bilet almistom ve oglen vaktini otelde dinlenerek gecirmek istedigimden sabah 4, aksam 4 saat olmak uzere toplam 8 saat icin 5$ onerdim.O, 12$ istedi. Hedefim olan 7$'da son buldu. 3 gun boyunca musterisi olacagimdan ve oglenleri 4 saati ona birakacagimdan onun icin de fena bir fiat sayilmazdi dogrusu. Bu arada emin olmak icin beni otelden almasi ve otele birakmasini istedigim saatleri bir kagida yazip gosterdim. Anladigini soyledi.

Ertesi sabah tam anlastigimiz saatte beni otelin onunde bekliyordu. Sabah gezimiz problemsiz gecti. Acemi oldugu ve etrafi bilmedigi icin zaman zaman durup diger suruculerden yardim aldigimiz, ya da haritaya bakip kisayollar icin onu yonlendirdigim de oldu. Ogleden sonra beni alip ilk ziyaret yerine gittigimizde agzindaki baklayi cikardi: Fiyatin cok dusuk oldugunu, 10 $ daha istedigini soyledi. Hemen tepki vermemek icin dusunecegimi soyleyip tapinagi dolasmaya gittim. Eger bana bu teklifi oteldeyken yapsaydi hic dusunmeden sabah icin anlastigimiz parayi verip bir baskasina bakardim. Ama ozellikle tapinaklarin oldugu yere kadar bekledi. Zira buraya herkes bir ulasim araciyla geldiginden bos tuk tuk surucusu bulmak cok zordu. Bulsam bile anormal rakkamlar isteyecegi kesindi. Herhalde ogle arasinda bir arkadasiyla konusup akil almis olmali. Arkadasi buna anlastigi fiyatin cok dusuk oldugunu soylemis, bu da tecrubesiz oldugundan arkadasinin dedigine hesap yapmadan inanmisti. Normalde 1 $ bahsis vermeyi dusunuyordum. Dondugumde ona bir fiyatta anlastigimizi, ortasinda fiyati degistirmenin dogru olmadigini ama yine de sorun olmamasi acisindan 1 $ fazla verecegimi soyledim. Olmaz dedi 5 $'a kadar dustu. O zaman beni orda birakmasini ve sabah seansi icin anlastigimiz ucretin yasiri olan 4 $ odemeyi teklif ettim. Ona da olmaz dedi. Oyleyse turu bitirmesini ve ona anlastigimiz ucreti verecegimi soyledim. O sirada tavirlarindan bu islerde tecrubeli oldugu belli bir tuk tuk surucusu yaklasti ve yegeni oldugunu, onu kucuk oldugu icin aldattigimi soyledi. Kizdim. Bak dedim, iyi pazarlik ederim ama asla aldatmam. Sizin gibi sozumden de donmem, ne konustuysak onu oderim. Sozde yegeninin Ingilizce bilmedigini o yuzden onu kandirdigimi soyledi. Ben de cebimde saatleri ve anlastigimiz ucreti yazdigim kagidi cikarip gozunun icine sokarcasina ona dogru tuttum. Bu arada tartistigimizi goren etraftaki diger suruculer ve saticilar etrafimizda cember olusturmaya baslamislardi. Ortalik isiniyordu. Birkac agiz dalasindan sonra baktim olay toplumsal bir olay haline donusuyor. Zira etrafimizdakiler kendi aralarinda ve tabii kendi dillerinde yorumlar yapmaya, Ingilizce bilenler ise bana laf atmaya basladilar. Herkese yetisemeyecegimden ama geri adim da atmak istemedigimden ucuncu sinif ulkelerde gecerli olan bir cikis yolu buldum. Dedim ki, madem anlasamiyoruz, polise gidiyorum. Arkami bakmadan hizli adimlarla tapinagin kapisinda bekleyen polise dogru yurumeye basladim. Bu tip ulkelerde insanlar polisle muhatap olmak istemezler. Hakli bile olsalar. Zira polis bir nevi resmi mafya gibidir. Birkac adim attiktan sonra arkamdan motor seslerinin geldigini duydum. Benim surucu ve arkadasi kacmislardi. Yine de her ihtimale karsilik polise derdimi anlattim. O da beni 10$ karsiligi sehre geri goturmeyi teklif etti. Kendi surucume tur icin 5 $ vermeyen ben, polise iki katini nasil verecektim? Vermedim tabii ki. Once Koreli bir tur grubundan yardim istedim. Rehberleri orali olmadi. Biraz yrudukten sonra gitmeye hazirlanan bir arac gordum. Sehre gidip gitmedigini sordum. Olumlu yanit alinca da koltuga yerlestim. Askermis. Sagolsun beni otelime kadar birakti ve hicbir ucret talep etmedi. Ertesi gun icin bir baskasi ile anlastim. En bastan yasadigim sorunu ve polise gittigimi, bir daha sorun yasamak istemedigmi soyledim. 2 gun sorunsusz gecti. Hic olmazsa sabahki ucreti verebilmek icin gozum hep benim surucuyu aradi. Ama maalesef rastlayamadim.

...

Yer Endonezya. Probollingo. Konaklama icin Endonezya'nin en aktif yanardaglarindan olan Bromo'nun yakinlarinda bir koye gidecegim. Sabahin 4.30'undan beri yollardayim ve son vasitaya binene kadar trenden feribota minibusten motorsiklete kadar sirtimda 15 kilo cantayla 6 vasita degistirmisim. Her zaman oldugu gibi yerli insanlarin agzini aradim fiyati ogrenmek icin. Endonezya'da ne gariptir ki bu tip konularda insanlar yardimci olmak istemiyorlar. Fiati bilseler bile soylemek istemiyorlar. Sizi suruculerle bas basa birakiyorlar. En az 7-8 kisiye sorduktan sonra 20.000 Rp oldugunu ve yolculugun 2 saat kadar surdugunu ogrendim. 2 saat yol icin 1.5 saat minibusun dolmasini bekledim. Gelmemize yakin muavin paralari topladi. 100.000 uzattim ve 75.000 geri verdi. Olmaz dedim. para ustunu iade ettim. parmagimla 2 isareti yapip gercek fiyatin 20.000 oldugunu soyledim. Biraz soylenerek de olsa 5.000 Rp daha vermek zorunda kaldi. Onumde oturan Fransizlardan ise hic sorunla karsilasmadan adam basi 25.000 Rp aldi. En son Fransizlari oteline biraktiktan sonra arabada yalniz kaldim. Biraz daha uzakta olan otelime gitmeyi beklerken beklemedigim birsey oldu. Minibus soforu muavin ile konustuktan sonra benden 5.000 daha vermemi istedi. Ben hayir dedim. Normal fiyati bu. Aniden koltugundan yanimdaki koltuga atlayip agresif bir sekilde kolumu tuttu. Macera basliyordu yine. Elini butun gucumle kavrayip kendi dizlerinin ustune koydum ve bana dokunmamasini soyledim. 5.000, dedi tekrar. Hayir dedim, cikip insanlara soracagim. Eger gercekten oyleyse odeyecegim dedim. Cantami almaya yeltendigimde beni engelledi ve cantamin ustune oturdu. Cantanin icinde notebook, gozluk, Inci kupeler gibi kolaylikla kirilacak esyalar vardi. O an kendimi kaybettigim andi. Gomleginden tutup minibusun icine yatirdim. Bir elimle bogazini tutup obur elimle yumrugumu hazirladim. Bu arada arabanin disinda bekleyen muavine baktim. Sadece bizi izliyordu. Soforu koltuklarin arasindaki zemine yatirmis bir tek sozunde ya da hareketinde yumrugu yapistirmaya hazirdim. Hic beklemedigim sakinlikte: Ok, ok dedi, No Problem. Kendime geldim. Ne yapiyorsun dedim kendi kendime. Belli ki oranin koylusu. Hastanelik etsen ne olacak. Al basina belayi. Ustelik tatildesin. Ve sadece 50 cent icin. 5.000 Rp'yi suratina firlatim cantami da alip uzaklastim.

Fazla ugrasmadan otel buldum. Sonra da yemek yiyecek bir yer aramaya basladim. Sinirlenince acikiyorum. Gozume kestirdigim bir koy lokantasindan iceri girdim. Sofor ve muavin bir masada oturmus siparislerini bekliyorlardi. Sinirlerim yatismisti. Yanina gittim, kafasindaki sapkayi kaldirip, mor bir goze cok az kalmisti benzeri birsey soyledim. No Problem diye cevapladi. Sirf kaziklanmaktan hoslanmadigim icin sorun yasadigimizi, aslinda sorunun para sorunu olmadigini anlamasi icin 20.000 Rp tutan yemeklerinin bedelini ben odedim. Sasirdi tabii. Tesekkur etti. Sohbete basladik. Bu sefer de sorun daha fazla buyumeden kontrol edebilmistim.

Mayıs 2009

Bromo - Java / Endonezya